Kaçınılmaz olarak, bazı kararlar yanlış gider ve kayıplara neden olur. Kayıplarıyla objektif olarak yüzleşemeyenler pişmanlıkla karşı karşıya kalırlar. Davranışsal finans araştırmalarında, en yaygın bulgulardan biri, kaybeden pozisyonları kazananlardan daha uzun süre tutma eğilimidir.
Kaybeden bir pozisyonu kapatmak, birinin yanlış olduğunu itiraf etmesi demektir. Yanlış olduğunu duymak acı veren bir pişmanlığa neden olur. Pişmanlık duymamak için traderlar, ilk alım kararlarını haklı çıkaracak bir dönüş bekledikçe, pozisyon kaybetmeye devam eder. Kazanan pozisyonlarını ise çok erken satarlar. Çünkü pozisyonun, mevcut kazancı alamadan tekrar geri dönerek karı yok edeceğinden ve bundan pişmanlık yaşayacaklarından korkarlar. Dolayısıyla, finansal piyasalarda işlemin karda veya zararda olmasıdan bağımsız olarak, traderlar genellikle pişmanlık yaşamamak için önyargılı kararlar verirler.
İşlem yapmak bir kere kötü deneyimlerle ilişkilendirildiğinde, traderlar piyasaya hep kayıp korkusuyla gelmeye başlarlar. Korku; genellikle tehlikeyi olduğundan daha aşırı düşünme ve tehditlerle ilgili bilgilere fazla inanma olasılığını yükseltir. Mutluluk; iyimser uzmanlardan gelen olumlu yorumları daha çok dikkate alma ve riskleri hafife alma eğilimini artırır. Öfke; hafif bir iyimserlik, bir kontrol hissi ve kişinin mali tercihleri konusunda kesinlik kazandırır. Genel olarak, öfkeli yatırımcıların işlem adedi daha azdır. Hüzün (alışılmadık biçimde); işlemlerde risk alımının artmasına ve işlem sayısının artmasına neden olur. Stres, birisinin nerede olduğu ile nerede olması gerektiğini hayal ettiği yer arasındaki uyuşmazlıktan ortaya çıkar; yani beklentiler ile gerçeklik arasında bir çatışmadır. Bu fark çok uzun süre boyunca çok büyük olursa, oluşan kronik stres kişiyi fiziksel olarak aşındırarak tükenmeye yol açacaktır.
Başarılı bir trader olmak için duygularınızı yöneterek sağlıklı bir seviyede tutmanız gerekir. Böylece, piyasalara ve risk gerçeğine saygı duyarsınız ve duygularınıza göre yargı ve davranışlarınız bozulmaz.
Büyük bir kararla karşı karşıya olduğunuzda heyecanlandıysanız, bir adım geri çekilin ve düşünün.
Bir yatırımcı bir kayıp yaşadığında sinirlendiğini ya da irrasyonel bir şekilde riskten kaçınma davranışları göstermeye başladığını farkederse (ör: Yeni pozisyonlara girmekte tereddüt etmek, potansiyel kayıplar hakkında endişelenip durmak, ya da normalde olduğundan daha fazla finansal riskleri görmek gibi) aşırı endişe yaşıyor demektir.
Tersine, bir yatırımcının elde ettiği büyük bir kazançtan sonra aşırı coşkulu, yenilmez ve daha fazla risk alma isteği hissetmesi, bir adım geriye çekilmesi gerektiği anlamına gelir. Her iki durumda da, yatırım disiplinini güçlendirmek için adımlar atılmalıdır.
Büyük traderlar, esnek oldukları için oynaklığı ve beklenmedik olayları yönetebilecekleri konusunda kendilerine güvenirler. Taşıdıkları pozisyonlarıyla çelişen bilgileri dikkatle araştırırlar. Gerçekçi, adaptasyon kabiliyeti yüksek ve ihtiyatlı olurlar. Ayrıca, iyi bir şekilde para yönetimi tekniklerini kullanırlar ve kayıpların da olabileceğinin bilincinde olurlar.
Bir örnek vermek gerekirse; JeanManuel Rozan adında bir trader, bütün bir öğleden sonrasını George Soros ile borsa hakkında konuşarak geçirir. Soros kuvvetli bir şekilde piyasada düşüş bekliyordu ve bununla ilgili olarak ayrıntılı teoriye sahipti. Bu konuşmayı izleyen dönemde borsa yukarı fırlar. İki sene sonra, Rozan bir tenis turnuvasında Soros'un yanına gider ve "Konuşmamızı hatırlıyor musun?" diye sorar. Soros, "Çok iyi hatırlıyorum, fikrimi değiştirdim ve büyük bir servet kazandım" diye cevap verir. Fikrini mi değiştirdi!!!
Zihinsel esneklik, piyasalarda başarının anahtarıdır.
Neyse ki, herkes bakış açısını değiştirme ve düşünce, inanç ve beklentilerini bilinçli bir şekilde manipüle ederek objektif bir perspektifi sürdürme gücüne sahiptir. "Bilişsel yeniden biçimlendirme" ve "düşünme biçimi" gibi alıştırmalar, kişinin potansiyel tehditler hakkında nasıl düşündüğünü değiştirir.