PİYASANIN AKLI OKUNUR MU?

Bir çok trader, geçmişe dönük grafikleri incelediklerinde, fırsatları kolayca görebildikleri için, geleceğin kolay tahmin edilebilir olduğuna dair yanlış bir algı oluşturur ve işlem yapmayı düşük riskli, hızlı ve kolay para kazanma yolu olarak görür.

Ancak, finansal piyasalarda işlem yaparken, kayıplar olur ve bunlar acı verir. Bu acı verici deneyimin ayrıntılarını hatırlamayabilirsiniz, ancak beyniniz size zarar veren her şeyle ilgili ayrıntıları depolar ve gelecekte bunlardan kaçınmaya çalışır.

Eğer çok az ödül olmasına karşılık, çok fazla acı olursa traderın piyasayla olan ilişkisi giderek zayıflar. Hatta, eşit olarak kazanç kayıp oranına sahipseniz bile bunun anlamı, bir eylemin bazen ödül oluşturması, bazen de acı çektirmesidir. Aynen yazı tura atmak gibi. Böyle bir durumda bir çok trader duygusal olarak dengede kalamaz ve sezgi ve iç güdülerine çok fazla güvenmeye başlayarak piyasanın ne yapacağını ön görmeye çalışmaya odaklanır.

Bu durumda duygusal zarar, traderın davranışı giderek kaotik hale gelene ve kendisini bu durumdan kurtarmak için çılgınca işlemler deneyerek hesabındaki paranın sıfırlanmasıyla sonuçlanıncaya kadar artar. Pek çok traderın işkenceye dönüşen bu kayıp süreci tamamlanmadan önce hesabını tekrar tekrar fonlaması ve sonunda pes edip vazgeçmesi hiç de şaşırtıcı değil.

Sezgi ve iç güdülere dayalı işlemler yapmak, piyasanın aklını okumaya çalışma girişimidir. Kurallara dayalı bir plan olmadan duygusal işlemler yapmak başarı şansını arttırmaz.

Başlangıçta bir kazanç elde etse bile, yatırımcılar başarılarını belki de rastlantısal bir şans değil de, doğuştan gelen bir beceri ya da yetenek olarak nitelendirdikleri için, yakaladıkları bu ilk başarıya ve performansa yeniden ulaşmak için yıllarını ve servetlerini harcayıp dururlar. Çok fazla iç güdüsel işlem yapma, bağımlılık yapıcı bir zihin akımı üretir ve işi finansal ticaretten, kumarhanede kumar oynamaya dönüştürür!!!

Patolojik kumar oynama; psikiyatrik olarak bir dürtü kontrol bozukluğu olarak sınıflandırılır ve psikolojik olarak riske karşı duyarsızlıktan, dürtüsellik artışından, kendi kendine kontrol eksikliğinden, uygun sosyal değer önceliklerinden yoksun olmak ve risk alma yoluyla zevk arayışıyla karakterizedir.